Nicole Kidman, son filmi erotik gerilim filmi Babygirl’ün Venedik Film Festivali’nde prömiyerinin yapılmasının ardından kendini “açıkta ve savunmasız” hissettiğini anlattı.
Kidman, her zamanki repertuarından çok uzakta, cesur bir rol üstlenerek, Harris Dickinson tarafından canlandırılan genç bir stajyerle sadist-mazoşist bir ilişki yaşayan güçlü bir New York CEO’su olan Romy’yi canlandırıyor. Bu yoğun ilişki, Antonio Banderas tarafından canlandırılan kocasıyla olan evliliğini ve aile hayatını tehdit ediyor. Film, baştan sona izleyicileri diken üstünde tutan, arzu, güç ve psikolojik manipülasyonla dolu bir hikaye örerek kışkırtıcı bir yolculuk sunuyor.
Kidman, prömiyerden önce düzenlenen basın toplantısında, “Bu kesinlikle beni açıkta, savunmasız ve korkmuş bırakıyor. Ama bunu burada bu insanlarla yapmak, hassas, samimi ve çok, çok derin bir şeydi. Şu anda hepimiz biraz gerginiz” ifadelerini kullandı.
Babygirl’ün ilk incelemeleri büyük ölçüde olumluydu, Variety Kidman’ı tasvirinde “korkusuz” olarak övdü ve “kontrol çağında kadınların erotik deneyiminde gerçek bir şey” yakaladı. IndieWire filmi “seksi, karanlık bir şekilde komik ve cesur” olarak tanımladı ve 1980’ler ve 90’lardaki zirvesinden bu yana görünüşte kaybolmuş bir türü yeniden canlandırdığı için övdü.
Film, kadınların cinsel arzuları ve güç dinamikleri temalarını ele alıyor; geleneksel rolleri ve beklentileri beklenmedik şekillerde altüst ediyor. Reijn’in cesur anlatımı, Fatal Attraction ve Basic Instinct gibi klasikleri anımsatan erotik türe yeni bir bakış açısı getiriyor ancak kadınların kontrol ve özerklik çağındaki deneyimlerini yansıtan modern bir dokunuşa sahip.
Basın toplantısında konuşan Rejin “Kadın arzusu hakkında bir film yapabildiğim için çok mutluyum, ancak aynı zamanda varoluşsal bir krizde olan bir kadın hakkında bir film ve birçok katmanı var” ifadelerini kullandı.
Babygirl’ün yönetmen koltuğunda bir kadın yönetmenin olması Kidman için önemli bir unsur. Aktris bunu “Bir kadının bakışıyla anlatılıyor… Bana göre onu bu kadar eşsiz kılan şey bu.Tüm bu şeyleri paylaşabilmek çok, çok derin ve çok özgürleştiriciydi” ifadeleriyle anlatıyor.
Öte yandan Kidman filmdeki çıplaklık konusundaki endişeleri önemsemiyor ve hikaye anlatımı yönünü şöyle vurguluyor:
“Kendimi tamamen hikayeye, oynadığım karakterin doğasına bırakıyorum, bu yüzden bedenleri düşünmüyorum, sadece hikayeyi nasıl anlatacağımızı düşünüyorum”